2 Kasım 2012 Cuma

Tek başına seyahat - Lizbon

İşten güçten öyle bunaldım ki, tabi bir de annemin rahatsızlığı derken; bütün yaz ne izin kullanabildim, ne doğru düzgün tatil yapabildim.
Sonunda, aylardır istediğim Portekiz seyahatimi yapmaya karar verdim. Tek başıma da olsa gidecektim,   zaten Portekiz'de yaşayan da bir arkadaşım vardı, tatilin bir kısmında da onu görecektim, böylece tamamı yalnız geçmeyecekti. Bu arada, işler güçlerdi, bayram tatiliydi, Schengen vizemin bitmesiydi derken takvim öyle sıkışık bir hale geldi ki, THY'nin sayfasında kendime uygun bilet ve tarih ararken bir anda gördüm... 
Tam orada gidip onu almam için beni bekliyordu, 1-8 Kasım 2012, vizem 9Kasım'da bitiyor ve gidiş dönüş 231 TL :D:D 
İnanabiliyor musunuz, ben de inanamadım ve hemen aldım tabi ki. 
Sonra farkına ortaya çıktı ki, 4 Kasım'da çok sevdiğim bir arkadaşımın düğünü var ve aylar öncesinden haber vermişti aslında; Portekiz'de yaşayan arkadaşım 5 yıldır ilk kez Türkiye'ye geliyor ve tam da benim Portekiz'de olacağım haftada :) Üstüne bir de son 1 yılın en büyük projesinin en önemli safhası bu haftaya denk geldi :)
Ama gitmeliydim, tek başıma da olsa, şartlar uygun olmasa da, gitmem gerekiyordu. 
Ve böylece kararlı bir şekilde tatilime çıktım; dün Lizbon'a indim. 
İtiraf etmeliyim, Lizbon ve güzel bir başlangıç yapamadık.
Nereden aklıma geldi bilmiyorum, çünkü taksiler ucuz ve havaalanı şehre yakın olmasına rağmen, ben metroya bindim. Dakka bir gol bir, ülkemin güzide metrobüslerinde başıma gelmeyen bir olay burada geldi. Portekizli bir sapığın tacizine uğradım, inanılır gibi değil. 
Daha tatilin ilk günü ve kalacağım hostele bile henüz varmamışım :( Çok can sıkıcı ama düşünecek vaktim bile olamadı; elimde valizim hostele yürürken, işten gelen telefonlarla dağıldım. 
Lizbon'daki ilk 1 saatimi hatta daha fazlasını ne yazık ki telefonda geçirdim. Problem, problem, problem...
İstifa etmek için bir sebep daha, değil mi? 
Üstelik kendisi için çalıştığım GSM şirketi, bana hemen çalışan limitinizi aştınız diye de bir mesaj bile gönderdi. 

Oasis Backpackers' Mansion
Ama tüm olumsuzlukları bir kenara bırakıp, bugün gezime başlamak istiyorum. Bu arada ilk hostel tecrübem, ama kaldığım yere bayıldım (Oasis Backpacers' Mansion). Çalışanlar çok sıcakkanlı, konuklar çok sevimli ve hoşsohbet. Geldiğimden beri daha hiç yalnız kalmadım. Bir sürü insanla tanıştım, Amerikalı, Japon, Avustralyalı ve Suudi :) Bir sürü insanla sohbet ettim. Herkese İstanbul'dan bahsettim ve onları İstanbul'a çağırdım :) 
Kötü giden şeylere rağmen moralimi bozmuyorum ve tatilimin iyi geçeceğine inanıyorum :) 
Siz de tatilimin iyi geçmesi için bana yardımcı olup, güzel dileklerde bulunur musunuz? 
Bu arada güzel Lizbon fotoğrafları çok yakında geliyor, edindiğim tecrübelerle birlikte......
****************
Yavaş yava fotoğrafları eklemeye başladım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder