26 Haziran 2012 Salı

İlerlemek, bir adım bile olsa daha ileriye gitmek

Bu blog'u açalı neredeyse 2 yıl olmuş. Kaç yayın var bakmadım, ama istediğim, hayal ettiğim kadar olmadığı kesin.
Bir yerlere gidip bir yerler gördüğümde bir şeyler denediğimde, paylaşıyorum; en azından paylaşmaya çalışıyorum. Ama bu kadar.
Diyeceksiniz ki, kafandan geçen hiç mi bir düşünce yok bunca zamandır paylaşacak; ki diyebilirsiniz, çünkü ben dedim kendime bunu.
Alakası bile yok :)
Fazlasıyla düşünen bir kişiyim aslında; o halde yazacak bir konu neden bulamıyorum, neden yazamıyorum...
Kafamı kurcalayıp duruyor...
Bugün biraz daha düşününce, bu blog yardımcı oldu sanırım biraz, baktım ki 2 yıl önce yazdıklarıyla bugün yazacaklarım arasında pek bir fark yok sanırım.
Bazı hedeflerim vardı, evet bir kısmını gerçekleştirdim;
ama hala yalnızım, hala aslında birlikte olmamam gerektiği
halde olduğum, uzunca bir süre de ayrılamadığım o adamı
özlüyorum, başkasıyla olamıyorum, ama onunla da
olamıyorum; hala işimden dolayı mutsuzum, kazancımı
beğenmiyorum; son günlerde kariyerim ileriyi bırakın,
geriye gidiyor.
Yani aslında baktım, 2 yıllık bir yerinde sayma durumu... Hiç ilerleyemeyen, sürekli düşünen, ama aksiyon alamayan bir insan....
her bir hareketten önce o hareketi yapmaması için en mantıklı sebepleri bulabilen bir kişilik...
Bunun bir sebebi olmamalı; hep kafası çalışan bir insan olduğumu düşündüm, etrafımdaki insanlardan benden öğütler, tavsiyeler aldılar, onların yerine düşünüp onları yönlendirdim...
Ama şu hale bak, herkes hayatında ilerlerken, ben yerimde sayıyorum...
Bunun sebebini de görebilmiş değilim.. Nerede yanlış yapıyorum, neresi eksik, ne yapmalıyım ilerlemek için....
Aslında ilerleyebilmek için, önce ne yöne gideceğini bilmek gerekir, değil mi ?
Ne yöne ilerleyeceğini bilemeyen birisi nasıl ilerleyebilir ki?
Yürüdüğüm yoldan memnun değilim bunca zamandır, hiç mi yol ayrımı çıkmadı karşıma; hiç bilemedin insan geri döner, değil mi ama  ? :) Yok, sanırım korkutucu geliyor, nereye doğru gitmek istediğimi bilmediğim gibi, karşıma çıkabileceklerden de korkuyorum ne yazık ki.
yani kim yolun sonunu en başından görebiliyor ki, nerede o bilinmezliğin getirdiği heyecanlar, ya da yeni şeyler denemenin...
Yapmam gereken ne yöne ilerleyeceğime karar vermek öncelikle, hayatımla ne yapmak istediğimi bulmak; sonra da ne çıkacağını bilemesem de, doğru olduğuna inandığım yolda yürümek.....
Kaçıncı kez yazıyorum bunları.... :) Sıkıldınız değil mi, okuyanlar bile sıkılmışken yaşayan kişi nasıl sıkılmaz? Mümkün mü?
Kendime ödevim bu olsun, bir dahaki yazıda aksiyon planımdan ve aldığım kararlardan bahsetmeyi umuyorum:)