23 Aralık 2010 Perşembe

Vivaaaaa Las Vegassss :)


Bir önceki yazımda anlattığım, kısa Los Angeles turunun ardından, 3. günün sabahında Las Vegas'a doğru yola çıktık. Yaklaşık 3,5 saatlik yolun sonucunda Las Vegas'a vardık.
Ben yolun büyük kısmını, yeni oyuncağımla, yani birönceki gün Los Angeles'tan aldığım fotoğraf makinesiyle oynayarak geçirdim :) Ve tabi ki yol buyonca arabanın içerisinden fotoğraflar çekerek :)








Miracle Miles
Büyük bir azimle aradığımız ve bulduğumuz Todai's Japanese Restaurant'ını öğlen yemeği için pahalı bulup, restaurantın da içinde yer aldığı Miracle Miles( adı tam bu olmayabilir ama yakın bişidi :)) adlı alışveriş merkezinin içerisindeki yerlerden birince yedik.
Yeni gelen herkes gibi, ilk ilgimizi çeken, alıveriş merkezinin tavanının gökyüzü gibi tasarlanmış ve ışıklandırılmış olmasıydı. İnsana kendini truman Show'da gibi hissettiren ve asla gece olmayan asla uyumayan bir şehir işte... Çünkü ilk anda şaşırmakla birlikte, bir çok otel ve alışveriş merkezinde aynı uygulamanın olduğunu görünce hemen alışıverdik zaten.



Otelimizin önündeki kanallar ve Mirage
Yemekten sonra alışveriş merkezinde dolanıp, akşam üzeri gibi otelimize gittik. Otel çok büyük, hatta çok büyük 3 otelin birleşimi gibiydi. (Palazza, Venetian ve Venezia) Bu 3 otelin alt kısmı da büyük bir alışveriş ve yeme içme merkezi olan ve Venedik kanalları gibi tasarlanmış, kanallarda gondolların yüzdüğü Grand Canal Shopping vardı.
Tabi otele chack in yapıp odamıza gidebilmemiz biraz uzun sürdü ne yazık ki. Çünkü otoparktan ancak Grand Canal Shopping'e çıkmayı başarabildik. Tüm kanalları bavullarımızla gezip, yine de lobiye ulaşamayıp, tekrar park yerine inen asansörlerle bi kaç kat inip, başka bir asansörde aktarma yapıp, 15 dk kadar daha yürüyüp lobiye ulaştık. Bu arada, asansör aktarması ve sonrai 15 dklık yürüyüşte, herhangi bir yön sapması olmadığını ve yolun bu kadar sürdüğün de belirtmek isterim :)
Zaten sonraki 2 gün içerisinde de, odadan restaurant ya da casino'ya inişimiz, yaklaşık 15 dk civarında bir yürüyüş gerektiriyordu. Otelin boyutlarını siz düşünün artık :)

 Grand Canal Shopping içerisindeki bir restaurant 
 İlk akşam , duşumuzu alıp, bavulları taşımaktan yorulmuş  ve saat farkına hala alışamamış bedenlerimizi biraz dinlendirip, cici giyinip süslenip (ne de olsa Vegas'tayız) Grand Canal'da yemeğe indik. Bir İtalyan restaurantı seçtik( ne kadar da şaşırtıcı :)) genel olarak da memnun kaldık. İtalyan olmasına rağmen, Sangria servisleri vardı ki buna çok memnun oldum. Bir yanlışlık sonucu rosemaryli bir pizza söyleyip, yiyemedik :( Sonra başka bir pizza daha seçip, karnımızı doyurup hepimiz mutlu olduk :)
Sonra otelin Casino'suna ilerledik.Hiçbirimiz o zamana kadar kumar oynamamıştık. O yüzden ilginç bir deneyim olmakla birlikte, artık kollu makineler olmadığından, bilgisayar üzerindeki yazılımlarla, sadece düğmeye basıp çalışan makineler olduğundan tam olarak tatmin olmadık:( Ama kaldığımız otelin Casino'sunda bet'ler, ne yazık ki Black Jack ya da Poker masalarına oturmak için yüksekti. 2 kağıt açtımak için $25 ıma kıyamadım, sonuçta makinelerle oynamaya devam ettik. Kumar için ayırmayı düşündüğüm paranın yaklaşık yarısını o akşam harcayıp (bu makinelerde kazanma ihtimaliniz bence Sayısa Loto'yu kazanma ihtimali ile aynı), ayakta uyuduğumuzu farkedip odamıza döndük.
Vegas'taki 2., Amerika'daki 4. günümüz, Las Vegas'ı ve otelleri dolaşarak geçti. Mirage ile başlayıp, Ceasar's Palace, Bellagio ile devam ettik.
Akşam da, MGM Grand'a Cirque du Soleil'in "Ka" gösterisini izlemeye gittik ve sonrasında biraz oteli dolaştık. Gece arabayla ufak bir Las Vegas ve fotoğraf turu yaptıktan sonra da, otelimize döndük. Saat farkına alışamamak bizi kötü etkiledi. Hani, gezi ekibinde hiçbirimiz gece insanı değildik, ama sonuçta "Las Vegas"taydık. Biraz daha eğlenmeli, biraz daha dağıtmalıydık, kısmet işte, olamadı.
Aslında toplamda turistlerin ilgisini çekebilecek alan bir ana cadde üzerindeki devasa boyutlardaki otellerden oluşuyor.
Bellagio ve fıskiyeleri
Las Vegas'ta olduğunuz asıl gece anlıyorsunuz. Yine de, değişik mimarilere sahip oteller, bellagio'nun havuzu ve her yarım saatte bir olan su gösterisi, geceleri ışıl ışıl olan bir dünya.
Kumarhanelere girip, ellerinde içkileri, üzerlerinde eşofman/pijama'dan bozmuş kıyafetlerle, ayaklarını yanlarındaki tabureye uzatmış, bezgin ve mutsuz bir şekilde makinelerin başında oturanları görünce biraz büyü bozuluyor, ama olsun.
Ertesi gün, sn günümüzdü, 11 de odamızı boşaltmamız gerekiyordu. Bizim evin salonu boyutundaki banyoyu, ne gezi sırasında ne de daha sonrasında pek fazla bir yerde bulamayacağımızı düşünerek, sabah sırayla duşlarımızı aldık :) Artık otel görmekten sıkıldığımızı düşündük ve daha çok ilgimizi çekebilecek bir yere gitmeye karar verdik , Las Vegas çıkışındaki Desert Hill Premium Outlet Center'a :D
Bu kısmı çok anlatmama gerek yok sanırım, ama öğle saatlerinden akşam 9'a kadar alışveriş yaptığımızı, arabanın arka koltuğunu valizler ve alışveriş çantalarıyla doldurduğumuzu, sonra da 4,5 saatlik yolumuz olduğunu farkına vardığımızda hep beraber, en çok da arabadaki tek şöför olan arkadaşımızın, şok yaşadığımızı söyleyebilirim. Gece 1:30 gibi, çok şükür,sağ salim  Bakersfield'da olduk. Arkası daha sonra artık :)
Las Vegas ile ilgili özet yapacak olursak, otel gezmek ve kumar oynamak dışında yapılabilecekler
  • Bir sürü güzel show var, en az bir tanesine mutlaka gidilmeli,
  • Bellagio gezmek için en güzel otellerden birisi, Venetian/Venezia Towers/Palazzo üçlüsü de görülmeye değer, Wynn de güzel. Onun dışında, İtalyan esintili pek çok otel var, zaten birini görmek aslında yetiyor. Bellagio gibi.
  • Vakit bulabilirseniz, Grand Canyon turuna gidin. 2 çeşit tur var, bir kısmı otobüs ile gidiyor, bir kısmı da uçak/helikopter. 2. kısım tur, oldukça pahalı $400-500 civarında. 1. kısım tur da yaklaşık gidiş ve dönüş toplamda 12 saate yakın yol içeriyor. Bir gün içeriisnde 6 saat yol gidip, 2-3 saat dolanıp, tekrar 6 saat dönmek zor oalbilir. Bizim vaktimiz de, tura verecek ekstra $500 ımız da yoktu ne yazık ki :)
  • Yükseklik korkusu olmayanlar ya da adrenalin dolu bir deneyim yaşamak isteyenler, Stratosphere'i deneyebilir, ne yazık ki o cesaretimiz de yoktu :)

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder