3 Ocak 2011 Pazartesi

Gezilerden devam ediyoruz

by me :)
Yılın ilk günlerinde, hazır bir önceki yazımda yazdığım gibi enerjim yüksek ve keyfim yerindeyken, gezi notlarına devam etmek istedim.
En son, Las Vegas'tan yola çıkıp, alışverişler yapıp San Francisco yolunda, yol üzerinde Bakersfield'da gece konaklamıştık.
Alışveriş heyecanın kapılıp, gece 2 yi biraz geçe Bakersfield'da olduğumuz için , özellikle tek şöförümüz olan arkadaşımız olmak üzere, hepimiz yorgunduk.
Allahtan otel otoyol kenarındaydı. Şehir içinde çok dolanmaya gerek kalmadan, hemen arabamızı parkedip,  alışveriş torbalarının bir kısmını da odaya alıp, kendimiz yatağa attık.
Sabah kendimize uyuma izni verdik, nispeten daha geç kalkıp (sanırım 9 gibi olabilir) hazırlanıp kendimize güzel bir kahvaltı hediye etmek amacıyla otelden ayrıldık.
Oteldeki resepsiyon görevlisinde aldığımız kısa tarif ile şehir merkezine ulaştık ve klasik bir "American Diner" tarzı kahvaltı da veren bir restaurant görüp oraya daldık :)
Çook acıkmıştık. Hem de böyle hep filmlerde gördüğümüz tarzda, kırmızı deri koltukları olan, garsonların ellerinde kahve termosu ile gezdikleri ve birbirinin aynı şirin üniformalar giydikleri bir yerdi.
Sonradan öğrendiğimize göre, gittiğimiz gün "Veteran's Day" olduğundan sabah saatlerinde bir geçiş töreni varmış. Eski Amerikan arabaları, üniformalar içerisinde Vietnam, Kore savaşlarında gazi olmuş emekli askerle v.b.
Güzel ve doyurucu bir kahvaltı da ettikten sonra, az biraz daha şehrin içinde dolanıp yola koyulduk. Daha yolumuz uzundu.
San Francisco'ya giden yolda sanıyorum 4 saat kadar daha yol aldık. Yolda durup, akşam yemeği yedik. San Francisco'ya vardığımızda akşam olmuştu bile. Bay Bridge üzerinden geçreke otele vardık. Bu arada, arabayı kiralarken eklemiş olduğumuz GPS cihazının sonsuz faydalarını anlatmama gerek yok sanıyorum :)
Otelimiz şehrin oldukça merkezi bir lokasyonunda olmasına rağmen, yerleştikten sonra çıkıp etrafta dolanırken, ilk izlenimimiz biraz korkutucu oldu.
Etrafta uyuşturucu kullandıkları her hallerinden belli, en azından alkol almış olan, tüm eşyaları market arabaları içerisinde, bir nevi evlerini yanlarında taşıyan evsizlerden çok fazla vardı. Akşam saatleri de olması sebebiyle, şehir merkezine gidene kadar (yaklaşık 10 dk sürdü.) tedirgin olduk. Amerika seyahati boyunca sanırım ilk kez, hem internetten bulmuş olduğum oteli pek beğenmeyerek üzüldüm (yeri açısından, içerisi diğer tüm otellerle aynıydı - Las Vegas hariç :)) hem de bu kadar çok evsiz insan olması beni biraz rahatsız etti. 3-5 10 tane görmedik çünkü, çok fazlaydı. Türkiye'de de var, farkındayım, onları da görünce üzülüyorum. Ama yine de organiz ya da devlet destekli olmayan, toplumun kendi koyduğu kurallar çerçevesinde, sosyal yardımlaşma, komşuluk v.b. konuların Türkiye'de daha geçerli ve daha çok yerleşmiş olduğunu düşünüyorum, ki biraz da olsa içimi rahatlatıyor.
Otelimiz Union Square'e yakındı. O civara yürüyüp, biraz etarfta dolaştık. Sonra da aynı yolu yürümeyi (malum sebeplerle) gözümüz yemediğinden, taksiyle geri döndük.
Ertesi gün, arabayla çıkıp şehri biraz dolanıp, gezilip görülecek yerler konusunda araştırma ve plan yapmaya karar verdik.
by me
Fisherman's Wharf'tan başladık.Büyük bir rıhtım, üzerinde eski Pier denlien deniz kenarındaki büyük alanlar var, çoğu restaurant, ofis ya da sanat galerisi olmuş. En büyük ve keyiflisi de Pier 39.
Çok güzel ve eğlenceli bir yer. Özellikle , ailelerin çocuklarını da alıp gelebilecekleri ve eğlenceli bir gün geçirebilecekleri bir yer. Restaurantlar, oyuncaklar, çocuk parkları, sokak sanatçıları ve dansçıları v.b v.b
Etrafta dolanıp, güzel bir deniz ürünleri resaturantında yemek yedik. Burada hem körfezden çıkan hem de dışarıdan getirilen pek çok taze ve lezzetli deniz ürününün yanı sıra, "Clam Chowder" çorbasını mutlaka denemeniz gerek. Özellikle de yerel "Sourdodgh bowl" denilen, ekşi mayalı güzel bir ekmekten kase içerisinde denemelisiniz.







by me :)
Fisherman's Wharf'ta tüm gününüzü geçirebilirsiniz. Çok keyifli bir yer. İçerisinde büyük bir akvaryum var, orayı gezebilirsiniz. Nostaljik "Cable Car" ,esi tip tramvaylarla o inişli çıkışlı güzel San Francisco sokaklarnda ufak bir gezinti yapabilirsiniz. Alcatraz adasına yapılan turlara katılabilirsiniz. Açıkçası çok hevesli olmadm bu konuda, ama  oralara kadar gitmişken görmek lazım diyenlere duyurulur.
by me
Yemek yemek için de pek çok alternatif olmakla birlikte, biz iki gün üst üste aynı deniz ürünleri restaurantında yedik :) Restaurant aynı zamanda taze ürünler alabileceğiniz birdeniz ürünleri marketi.
Fiyatlar uygun, porsiyonlar kocaman, siparişleri dikkatli vermek lazım :) Piermarket Seafood Restaurant and Market.
http://www.piermarket.com/
Arabayı koyacak yer bulmak zor, Fisherman's Wharf'a taksi ya da toplu taşıma araçlarıyla gitmek daha kolay ve ucuz olacaktır. Park yerleri çok pahalı çünkü.
Biz ilk gün arabayla gittik, ama arabayı, zar zor bulduğumuz park yerinden çıkarmak pek anlamlı görünmedi. 2 katlı tur otobüslerine bilet aldık. Avrupa'daki şehirlere göre biraz pahalı, $40 civarında kişi başı. Ama kullanışlı oldu. Biletler 2 gün geçerli. İlk gün yaklaşık 2 saatlik bir geziyle hemen hemen tüm şehir merkezini gezdik ve inilesi yerlere karar verdik :) Sondan bir önceki durak olan eski Ghirardelli Çikolata fabrikasında indik.
from Ghirardelli Official Web site
Muhteşem bir yer :) Eski fabrika içerisinde güzel restaurantlar, kafeler, hediyelik eşya dükkanları ve en önemlisi de Ghirardelli'nin birkaç tane çikolata mağazası var. Kendinizi "Charlie ve Çikolata Fabrikası"nda sanabilirsiniz. Bizim gittiğimiz tarihlerde, Christmas etkisi de baş göstermişti. İnanılmazdı. çeşit çeşit renk renk çikalatalar :) Kendimizi kaybettik. Kocaman kuplarda soslu dondurmalar, marshmellowlu cappucinolar, her yer ışıl ışıl. Çok güzeldi. "Pumpkin spice" ve "Peanut butter filled" çikolataları herkese tavsiye ediyorum :) Mutlaka deneyin.
Sonrasında da, gitmeden arkadaşlarımızın tavsiye ettiği , San Francisco'ya çok yakın olan , Golden Gate köprüsünün diğer yanındaki Sausalito'ya gittik. Çook güzel küçük bir koy. Deniz kenarından geçen güzel bir yol, etrafında eski, küçük ve şirin binalarda, restaurantlar, sanat galerileri ve hediyelik eşya mağazaları var. arka tarafta ise, denizden biraz daha yükseğe doğru ilerleyen yokuşlu yollar üzerinde, yine küçük, şirin sayfiye evleri. Çok güzel bir yerdi. yokuşlu yollardan birinde gördüğümüz, manzaralı küçük bir italyan lokantasında bir yemek yedik. Yemek de şarap da çok güzeldi :)
San Francisco'da ilk günümüz böyle geçti. Daha ilk günden, gittiğim şehirler içinde sanıyorum 1. sırada yerini alacağı belliydi :)
by me
 Pier 39'dan Deniz Aslanı manzaraları :)











by me


Forrest Gump, Bubba Gump ... Tanıdık geliyor mu size de :)
http://www.bubbagump.com/locations/san-francisco/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder