20 Şubat 2012 Pazartesi

Balkanlar'a devam- Karadağ-Montenegro-Herceg Novi

Dubrovnik
Bir türlü elim erip de yazamadım şu Balkanlar gezisinin
tamamını :)
Daha 2 ülke yazabildim ancak, oysa toplamda
6 buçuk ülke gezdik, buçuk diyorum, Arnavutluk'un
neredeyse içinden geçtik, saatler sürdü ama doğru
düzgün pek bir yerini gezemedik. Neyse, lafı dolandırmayalım ve gelelim Karadağ'a
Kotor
Dubrovnik'ten yola çıktık, yolun daha başında bu güzel şehri şöyle yukarılardan fotoğraflayıp Karadağ'a doğru  yolumuza devam ettik. Önce Kotor  adlı, Dubrovnik'e çok benzeyen ve neredeyse o kadar iyi korunmuş başka bir tarihi şehre geldik. Yine surlar arasında eski bir şehir, Dubrovnik kadar olmasa da temiz ve hem mimari hem yerleşim olarak çok benziyor; ama kesinlikle daha ucuz :)
şehri gezdik, o arada yağmura yakalandık, güzel bir deniz mahsullü pizza yedik, Budva'ya doğru yola devam ettik. Budva, Karadağ'ın Bodrum'uymuş :)
Güzel bir sahil kasabası, orada da "yine" ufak bir "eski şehir" var, orayı şöyle bir turlayıp, akşam hangi bara hangi kulübe gelsek diye keşfe çıktık :)
Benim gece hayatına pek merakım yoktur, ancak tatilde yeni tanıştığımız arkadaşlar bu işe pek meraklı ve yer bulma/seçme konusunda pek becerikli, pek şanslıydılar:)
Dubrovnik-Kotor-Budva arasında biryerler :)
Budva'dan Herceg Novi'nin biraz dışında ve biraz daha yazlık mekanlarına doğru bir konumda olan otelimize gittik. Zaten akşam oluyordu, gün batarken muhteşem bir denize girdik. Tüm yorgunluğumuzu aldı, ne de olsa inanılmaz sıcak bir havada günün büyük kısmını yürüyerek geçirmiştik.
Giyinip hazırlanıp yemeğimizi yiyip, yola koyulduk. Bu arada Budva-Herceg Novi arası yaklaşık 1 saat 30 dakika hatta biraz daha fazla. Büyük bir körfezin farklı taraflarındalar ve arada bizim Eskihisar-Darıca hattındakilere çok benzeyen bir feribota biniyorsunuz.
Becerikli tatil arkadaşlarımız, bizi Budva'ya götürüp, gecenin bir köründe geri getirecek taksiler ayarladılar ve yola çıktık.
Budva'da barlar/kulüpler caddesi gibi bir yer var. Vardığımızda henüz saat 23:00 sularında olduğundan çok hareketli değildi ama zamanla hareketlendi.
Bir mekan beğenip girdik, içkilerimizi söyledik, hatta orada tanıştığımız arkadaşlardan bir tanesinin doğum günüydü, onun için özel bir kokteyl ayarladık ve DJ'i kendisinin doğum gününü kutlamaya ikna ettik :)
Tophill
Daha sonra da şehrin dışında, adından anlaşılacağı üzere biraz tepelerde bulunan Tophill adlı bir yere gittik. (Bu arada bu mekan bulma/seçme konusunda tekrar kendilerine saygılarımı sunuyorum :) )
Önceleri çok boştu ama zamanla doldu ve bütün gece gerçekten çok eğlendik, dans ettik, deli gibi fotoğraf çektik; inanılmaz derecede güzel vakit geçirdik.
Gerçi geri dönüşte, doğum günü çocuğu olan genç yağız delikanlı arkadaşımız alkolü fazla kaçırıp, üstüne başına, bizi götürüp getiren taksinin içine vs kustu ve zaten saat 7'de yola çıkmamız gerekiyordu; nasıl sabah olduğunu bile anlamadan ve hiç uyumadan kendimizi yolda bulduk :)
Arnavutluk'ta çektiğim tek fotoğraf-Tiran :)
Uyumamak için çok doğru bir geceydi, çünkü Arnavutluk-Tiran üzerinden Makedonya-Struga-Ohrid kıyısına gidilecekti ve yolda toplamda 10-11 saat geçirecektik.
Tüm yol boyunca uyuduk:)
Sadece bu tura gideceklere belirtmek istediğim çok önemli bir konu var.
Yolda, Arnavutluk'a girdikten hemen sonra tesis/market/çay bahçesi benzeri bir yerde mola veriliyor.
Orada ev yapımı/markasız bir kahve likörü satılıyor. Koli koli alın. Ne kadar paranız varsa hepsini alın.
Alkolle çok başı hoş bir insan değilim, ama kahve likörünü severim.
Bildiğiniz yerli/yabancı hiçbir kahve likörüne benzemeyen, çok güzel, çok lezzetli bir likör. Keşke orada tadına baksaymışım da, birkaç tane daha alsaymışım.
Gezinin son akşamında, Üsküp'te açıp hep birlikte içtik. Tadına doyamadık, geri dönüp alasımız geldi:)
Geriye önemli bir durak, Makedonya kaldı. O da bir dahaki sefere

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder