21 Nisan 2011 Perşembe

İnternet özgürlük mü, yasaklar dünyası mı?

Ne anladık bu işten, blogum var, yazı gönderebiliyorum, ama kendim göremiyorum.
Blogger kapalı değil, blogspot kapalı... Acaba neden? Blogspot altındaki tüm blogları kapatırken, ne düşünülüyor, bilsem.
İnternetin özgür bir dünya olduğunu kabul ediyorum. Kısıtlamaların daha az olduğu, kişilerin fikirlerini daha rahat ortaya koyduğu, ama bu kadar özgür olmalı mı, o da ayrı bir tartışma konusu tabi ki.
İnternet, gerçekten de sanal bir dünya. Gerçek hayatta baskı altında olan, kişiliğini saklamak ya da bastırmak zorunda kalan, çeşitli sebeplerle yüzyüze iletişimde kendisi gibi olamayan pek çok insan, kendini internet ortamında tekrar buldu.
Facebook, Second Life tarzı oyunlar, farmville ve benzeri sanal ortamlarda süren hayatlar, ilişkiler, sorumluluklar v.b.
Bir yandan insanlar kendileri olur hatta ikinci, üçüncü, n'inci "sanal" kişiliklerini oluştururken, bir yandan da tamamen kuralsız bir dünya haline gelmeye başladı internet.
Yani internetin özgür olması, bu ortamı kullanarak birine hakaret etmeyi yasal kılar mı? İnsanların kişilik hakları internette yok mu oluyor? İnternette kişilik haklarıma saldırı olduğunda, bunun yanıtı/cezası yine aynı kuralsız dünyada, karşıdakinin blog sayfasını hack'lemek, hakkında iğrenç şeyler yazan bir web sayfası oluşturmak v.b. mi olmalıdır?
Gerçek ve sanal dünya birbirinden bu kadar ayrılabilir mi? Tamamen birbirinden izole, farklı dünyalar mı?

Gelelim, yasaklara, kapatma kararlarına? ne kadar doğru veriliyor kararlar? Neyi kapatıypruz, nasıl kapatıyoruz? Kapatma kararına sebep olabilecek eylemlerden internet dünyasında ne kadar çok var, kimbilir?
Gerçekten ne kadarı bulunuyor, hep birisinin suçu duyurması, şikayetçi olması gerekiyor. belki internet kullanıcıs değilim, bir yerlerde interneti kullanan birileri bana hakaret ediyor, yalan/asılsız yazılar yazıyor, okuyan herkesin kafasında yanlış bir algı oluyor, çünkü internet bu, herkes girebilir, herkes görebilir.
Gençler birbirlerine buradan saldırıyorlar, bazen ergenlik çağında birisi için fiziksel ya da sözlü bir saldırıya göre çok daha derin yaralar bırakıyor.
Kişilikleri henüz gelişme evresinde olan gencecik beyinler, zihinler; sanal dünyalarda bölünüyor.
Doğru/yanlış algısı ikiye ayırlıyor: gerçek ve sanal
kendi kurduğumuz sun ucular, kendi kuraduğumuz ağlar üzerinde yarattığımız, bizim eserimiz olan bu dünyada  gerçekten tüm  kuralar bu kadar farklı olabilir mi? Dinamikler bu kadar farklı olabilir mi?
Amma çok soru sordun, çok biliyorsan kendin cevapla, biz nereden bilelim v.s. demeyin, n'olur?
İnsanın kafasını karıştıran, sadece siyah ve beyazın olmadığı, gri bölgelerin çoğunlukta olduğu bir konu bu.
Yazarken, bu konuyu açarken aklımdan geçen de, "okuyanların kafasında ufak da olsa bir soru işareti oluşturabilir miyim acaba " şeklindeydi.
 Kafanızı biraz karıştırabildiysem, birkaç soru işareti oluştuysa, belki kendi perspektifinizden yanıtlarıyla birlikte,  ne mutlu bana:)

1 yorum:

  1. Bloğunuzda ki içerikler çok güzel devamını bekliyoruz. Php tasarim firması olarak teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil